1 Kasım 2009 Pazar

ANAP'IN KAPANMASI VE GEÇMİŞE KÜÇÜK BİR YOLCULUK

Anavatan (ANAP) Partisi dün itibariyle, Demokrat Parti ile birleşip, kendi kendisini fesh ederek tarih oldu.
70'li yılların ikinci yarısında doğmuş benim gibileri için bu önemli bir haber olmalı, çünkü bu partinin varlığı bir on yıllık (80'ler) periyodun, sevelim ya da sevmeyelim, önemli ikonlarından birisiydi. Çocukluğa ait yılların hemen her insanda ayrı bir yeri olduğundan, o yıllara ait sembollerde daha ayrı bir anlam taşıyor. 80'ler Türk siyasi hayatının en güçlü partisi olan ANAP'ın kapanması ise bu bağlamda o yılları hatırlamama neden oldu.
80'lerde çocuktuk ve çevremde gördüğüm büyüklerin çoğu Turgut Özal'a hayrandı. Mesela şu sözler çok klişeydi o zamanlar: "Eskiden sigara bile kaçak girerdi bu ülkeye" ya da "Özal sayesinde Türkiye çağ atladı."
Peki sahiden de öyle miydi?
Bu hala tartışılan bir konu ve uzun yıllarda tartışılacak.
Bana kalırsa...
Eğer çağ atlamayı evinize giren beyaz eşyanın sayısındaki artışa bağlıyorsanız, evet, ANAP dönemi ve seksenlerde Türkiye belli bir ilerleme kaydetmiştir. 80'ler Türkiye'nin serbest pazar ekonomisine geçtiği yıllardı. 70'lerdeki uzun tüp ve ekmek kuyrukları sonrasında ülkeye giren ithal malların çeşidinin artması; ticaretin hareketlilik kazanması ülkede yeni bir orta sınıf tabakanın oluşmasına ve halkın görece olarak zenginleştiği hissine kapılmasına yol açtı.
Ancak bir kazancı elde ederken, o kazancın karşılığında ödenen bedel, kazancın getirdiklerinden çok daha fazlası bir acıya neden oluyorsa ortada elde edilmiş birşey yok demektir. Türkiye'nin 80'lerdeki kapitalistleşmesinin sağlıksızlığı ise buradaki temelsizlikte yatmakta. O başıboş liberal ekonomi dönemi, sermayenin belli tekel ellerde toplanmasına ve gelir dağılımındaki adaletsizliklere yol açmıştı. Bugün hala "Özal zengini" olarak anılan birçok sonradan görme zengin, ülke tarihinde ilk kez kısa yoldan zenginleşmenin bu denli önünün açıldığı yıllarda kendi paylarına düşen payın üzerine aç kurt gibi atlamışlardı.
Yazık. Çünkü, Türkiye'de 80'ler ve ANAP dönemi belli kesimlerin faydalandığı bir zenginleşme dışında, haksız kazanca, rüşvetin yaygınlaşmasına, yolsuzlukların ve hayali ihracatın gırla gitmesine yol açtı. Açıkçası, kontrolsüz bir kumarhane kapitalizminin öncüleri olan İngiltere'de Teacther ve Amerika'da Reagan'ın Türkiye mümessili idi ANAP ve yandaşları.
Yani ANAP, o yılların gerektirdiği konjunktürün ortaya çıkardığı bir partiydi. Nasıl ki, 2000'lerde ülkemizde kendini ılımlı islam olarak tanımlayan bir partinin, Sovyet bloğunun dağılması sonrası kapitalizm-komünizm kutuplaşmasının medeniyetler arası çatışmaya dönüşmesiyle yıldızı parladıysa, öyle.
Kim bilir, belki dünün en büyük partisi bugün hiçleri oynuyorsa, tarihin akışı yön değiştirdiğinde bugünün en büyük partisi de yarın yok olup gidecek.
Ve biz gene geçmişe tebessümle bakacağız.

Hiç yorum yok: