17 Ekim 2009 Cumartesi

EDEBİYATIN HAZ DURAKLARI-1 (KNUT HAMSUN-AÇLIK)

Bir otobüs seyahati… Ankara-İzmit ya da İzmit-Ankara yolculuğu, şimdi hangisi olduğunu tam hatırlayamadığım. Yıl 2004; yer, otobüsün mola verdiği dinlenme tesisi. Uzun yol otobüs seyahatlerinde bazı mola yerlerinde kitap satılır. Yarım saatlik molalarda, çeşit her ne kadar büyük şehirlerdeki kitapçılardaki kadar çok olmasa da, bu kitapları incelemek çok keyifli oluyor. Molalarda aldığım kitaplardan bazıları ise vazgeçemediğim kitaplar haline dönüştü sonradan.
Knut Hamsun’un ‘Açlık’ romanını 2004 yılındaki nereden nereye gittiğimi tam çıkartamadığım molada aldım. Knut Hamsun… ismini duyduğum, Norveçli olduğunu bildiğim bir yazardı, ama daha önce okumamıştım. Norveç edebiyatı hakkında ise iyi kötü bir fikrim vardı: Küçük İskandinav ülkesinin dev edebiyatı. Knut Hamsun ve diğerleri: Henrik İbsen, Jostein Gaarder, İngvar Ambjornsen…


‘Açlık’ yazarın kendi otobiyografisi olarak da anlaşılabilecek, hayata yazma tutkusuyla tutunmaya çalışan, başıboş bir gencin öyküsü. Romanın başında, kirada oturduğu eve biriken borçlarını ödeyemediğinden sokağa atılan genç yazar, zamanını Oslo (romanda eski ismi ‘Kristiana’ olarak geçer) sokaklarında ve parklarında geçirir. Aç ve perişandır, ama yaşamayı sevmekte, isyan etmemektedir. Romanın bunları inanılmaz bir yalınlıkla anlatması tüylerimizi diken diken ediyor. Karnını dergilere yazdığı yazılar karşılığı gelen azıcık parayla sürdürebilir kahramanımız. Ama dilenmez, hatta elindeki birkaç kuruş parayı bile bir dilenciye verir romanın bir yerinde. 1900’lü yılların başlarında ‘Açlık,’ varlığını sonradan daha çok hissettirecek olan psikolojik romanın da temellerini atıyor olmalıydı. Aç, ama onurlu bir aydın tipinin belirişinin ilk ve en yüksek mertebesi de denebilir romanın başkişisi için. Ve bu romanı okumuş olup da, unutmuş birisi var mı bilmiyorum. Fiziksel bir açlığın inanılmaz bir gerçekçilikle anlatıldığı ve ‘saçma’ edebiyat kategorisine girebilecek olan roman, aynı zamanda ruhsal bir açlığın analojisini de yapmakta.
Çarpıcı ve kesinlikle okunması gerekli bir roman ‘Açlık’. Okumayı sevmeyene bile okumayı sevdirecek kitaplar vardır ya hani, bu kitapta onlardan birisi kanımca.

1 yorum:

Çiğdem Sakarya dedi ki...

Okurken yazarın açlığını paylaştığınız, yazdıklarından para alamayıp, yayıncıların kapılarına her gidişinde, "versene adamın parasını" diye isyan ederken karnınızın guruldadığını hissederek gülümsediğiniz, her sayfa da sizi de sokaklarda peşinden sürükleyen, ama her şart altında içinde ki yaşama sevincini kaybetmeyen romanın başkişine hayran kalırken; Knut Hamsun'a bu büyük edebiyat hazzını yaşattığı için teşekkür etmekten kendimi alamadığım bu başucu romanını, okumamış olanlar için bir o kadar güzel anlatan fikirlerine ve kalemine sağlık Cenk Bahadır Kaymak...