26 Kasım 2010 Cuma

EDEBİYATIN HAZ DURAKLARI-14 (FERNANDO PESSOA-HUZURSUZLUĞUN KİTABI)

20.yüzyılın ilk yarısı edebiyatına egemen olan edebi türün ki, bunalım eserlerdir bunlar, en önemli örneklerinden birisi, çoğu büyük edebiyatçı gibi yaşarken tanınmamış ve kıyıda köşede kalmış Portekizli yazar Fernando Pessoa'nın yabancılığın dibine vurduğu 'Huzursuzluğun Kitabı' isimli eseri.
20.yy ilk yarısının bunalım edebiyatı yazarları iki kısıma ayrılıyor: Bunlardan birincisi Nihilizme ikinci grup ise Varoluşçuluğa yatkın yazarlar.
Pessoa'yı hangi tarafta görmeye karar vermek zor olsa da daha çok nihilizme yakın duruyor gibi 'Huzursuzluğun Kitabı'nda. Çünkü romanda her şeyin anlamsızlığına yapılan vurgu daha fazla. Oysa Varoluşçular öyle değil. Yabancılıklarından yeniden bir doğuş, öznenin yeni bir praksisini kurma peşindeydi onlar.
Pessoa'nın kitabında böyle bir arayış yok. Hem nihilist hem de varoluşçu yazarlardan, manifesto özelliğiyle ayrılıyor bir kere roman. 'Huzursuzluğun Kitabı' bir manifesto denebilir yani.
Hayal kurarak yaşamayı, saçma dünyanın bilincini ve her türlü metadan kopuşu öğütlüyor yazar ve tüm bunların sonucunda insanın gerçek özgürlüğe varacağını iddia ediyor.
"Özgürlük, yalnız kalabilmeye denir. İnsanlardan uzaklaşabiliyorsan, onlara hiçbir muhtaçlığın, paraya ihtiyacın, sürüye uyma içgüdün, aşka, şana, şöhrete hevesin ya da merakın yoksa özgürsündür," (Sf.275) diyor örneğin.
Pessoa bir filozof olsaydı bu denli metafiziğe düşmezdi kuşkusuz. Bu da onun adını bir Sartre'la değilde, Kafka ile yan yana koyuyor.
Diğer taraftan, Pessoa veya Kafka gibi yazarların ortaya koyduğu tarzdaki bir nihilizm ise günümüz dünyasında bir anlam ifade etmiyor açıkçası. Çağımız moderniteyi aşıp aşmama arasında sıkışıp kalırken, aynı zamanda metafizik ruhu da sorguluyor, hatta daha da ileri giderek ruhu metalaştırıyor. Böylesi bir nihilizmi yaşamak için günümüz dünyasında metafiziğe ulaşacak şartlar yok diyebiliriz. Bu da günümüzde metafizik için tek bir adres gösteriyor, o da ölüm. Günümüz metafiziği intihar'da gerçeklik kazanabilir kısacası. Albert Camus 'Sisifos Söyleni'nde savunduklarını günümüzde olsa savunamazdı belki de.
Ancak tüm bunlar 'Huzursuzluğun Kitabı'nın önemini azaltmıyor, azaltamaz da. Her şeyden evvel bu muhteşem roman bir çıkış noktası veriyor bize ve insanın yola kendinden, kendi saçmalığından çıkacağını hissettiriyor.
Ve bize düşen de, onu okuyup anlamak ve de özümsemek oluyor böylece.


Kaynakça: Fernando Pessoa-Huzursuzluğun Kitabı (Can Yayınları)






   



Hiç yorum yok: